31 Mart 2010 Çarşamba

bir nisan ikibinon

Sergimi, bir cam boncuk görünce dönüp bakan; herkese sunuyorum.

DUYURU

Bugün cam boncuklarımı müzede bana ayrılan iki vitrinin içine dizdim. Dizilişlerinin de güzel olmasına özen gösterdim. Dolu boş alanların dengesine ve renklerin uyumuna önem verdim. Her boncuğun tam yerinde durduğuna inanana dek, yerini ve yönünü değiştirdim. Yerleştirmeyi bütün olarakta beğenince bıraktım.

Şimdi duyurabilirim; Yer: Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Süre:1-30 Nisan 2010
Açılış:öğleden sonra altıda.

29 Mart 2010 Pazartesi

nazarlık

Nazar boncuğu sonsuz evrene; bizden yana kafa tutan dosttur.

28 Mart 2010 Pazar

cam temiz bir sanatsal malzemedir.

Camın ham maddesi kum, kireçtaşı ve sodadır. Çevreyi kirletmez. Geri dönüşümlüdür. Isı karşısında değişen yoğunluğu ve ışığı ile sanatçısını cezbeder.

geliyorlar

Kırılgan, küçük ama güçlü bazıları; beşbin yıl öncesinden günümüze gelmeyi başardılar. Ben de boncuklarımdan birinin beşbin yıl sonra müzede, meraklısında ya da saksağan yuvasında bir yerlerde var olmasını umuyorum. Onlar benim önümüzdeki binlerce yıla sözümdür.

27 Mart 2010 Cumartesi

ruh

Cam boncukları yapan ilk ustalar ilginçtir. İlkel yaşamın zor koşullarında bu işi yapmaya koyulmuşlardır. Cam boncuklarımı yaparken o ustalarla aynı estetik endişeleri yaşadığımı düşünüyorum. Beni cam boncuk yapmaya asıl çeken o heyecanın güzelliğidir. Ürünlerimin silindir formu, üzerlerindeki ip, göz bezemeleri ya da bezemesizliği Anadolu antik cam boncuklarının güzelliğini ararken ortaya çıktılar.

sonsuzluğa izler!

Güzel olduğuna inandığımız bir şeyler yapmak ve bunları ailemizle arkadaşlarımızla paylaşmak- daha ötesine gidip tanışmadıklarımızla paylaşmak- abartıp binlerce yıl sonrasındakilerle paylaşmak; Sonuncusunu da umut ederek cam boncuklarımı yapıyorum!

sanatsal ürün: cam

Cam ile çalışmak dost ile yürümek gibidir. O söyler sen anlarsın, sen söylersin o anlar ve sonunda güzelliğe varılır.

ikibindokuz

Cam boncukların yılı oldu. Bazıları kırıldılar. Biiir, ikiii, üç derken...yüzlerce sayıldılar. Onlar güzeller!

26 Mart 2010 Cuma

ikibinsekiz

İç içe kafaların dahakarıştığı ve otoportrelerimin ünlü ressam modelleri ile yanyana yer aldığı resimlerin yılı oldu.

ikibinyedi

Hastalıklarla geçen yılın ilk yarısında desen defterim, ilk elime aldığımdan günden beri olduğu gibi elimden düşmedi ise de tual resmine yeniden güçlenene dek geçemedim.

ikibinaltı

Üniversite bitince kendi kendimin öğretmeniydim. Kendi atölyemde, özgüvenli ve üretken bir ressam olarak, kendi metafizik sorgulamalarımın resimlerimi yapmaya başladım. Ancak, bu kısa sürdü.

resim eğitimi yılları






Gazi'de öğretmenlerinin akranı bir öğrenci olarak, öğrenebileceğim her bilgiyi öğrenerek  uygun her süreci uygulama yaparak verimli dört yıl geçirdim. Çoğu teknik ve malzeme ile ilk kez karşılaştım. İç mekan olarak anasanat atölyemizin içini, dış mekan olarak pencereden görünenleri kullandım.

25 Mart 2010 Perşembe

İkibiniki.





Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği bölümü benim bulunmaktan en sevinç duyduğum ortam oldu. Orada yaşamım boyunca özlemini duyduğum sanat eğitimine kavuştum ve Söbütay Özer'in ana sanat atölyesi öğrencisi oldum.

İkibinbir.

Yirmi yıl Ziraat Yüksek Mühendisi olarak severek, ancak resim özlemi içinde çalıştıktan sonra; emekli olup kendi atölyemi kurdum. Ancak resimlerim istediğim gibi olmuyordu. Yalkın hocam beni rahatsız eden ilk eksiğimin desenim olduğunu söylüyordu...daha başka kapatılması elzem eksiklerim de çoktu. Yalkın hocam ile konuşarak üniversite eğitimi almaya karar verdim. O yıl sınava giren kızımla bilim, Hamit hocamla yetenek sınavına hazırlandım.

24 Mart 2010 Çarşamba

Söbütay Özer hocamın horoz resmi.

YAPILAMAYAN HOROZ! - ONUN HİÇ HOROZ RESMİNİ GÖRDÜNÜZ MÜ?
24 Mart 2007 üzerinden üç yıl geçti. Sevgili hocamın zamansız kaybının acısı küllenmedi. O arkasında sadece üzgün sevenlerini bırakmadı, fırçalarını, boyalarını, boş tuallerini de bıraktı. Yapılacak resimleri yapılamadan kaldı. 2005 performans etkinliğinde bu horozu yapmaya başlamış....sonra vazgeçip üzerine başka bir şey yapmıştı. Onun bitmiş horoz resmi var mıdır? Bilmiyorum. Paletini kurutmayan bir ressamdı, yaşasaydı çok horoz resimleri olacaktı.

23 Mart 2010 Salı

bindokuzyüzseksenbir


Çalışmaya başladığım ilk gün, bana verilen kağıt kalem ve masamdaki eşyalarla ortaya çıkan bu resmi de diğer pek çoğu gibi atmaya kıyamamışım!



Bu da ikinci günüm

bindokzyüzyetmişbeş-seksen


Üniversite öğrenciliğimde de ilk okula başladığımda ki gibi ders notlarımın her boşluğu, çizgilerimle dolardı....

bindokuzyüzyetmiş!


Bu yaş gurubunda ki kızlar "saçı önüne düşmüş kız" resmi yaparlar. Bu resmi bir yaz tatilinde yağlı pastel kalem ile özene bezene yapmıştım.

bindokuzyüzatmışbeş!


Aklı fikri resim olan bir çocuk. Şiir yazdırılmak üzere eline kağıt kalem verilmiş, ama o resim yapmış. Hem öğretmen öyle yazılmaz ki!

3 Mart 2010 Çarşamba

cam boncuk



Türkiyemiz arkeoloji müzeleri yönünden şanslıdır. Ben de yaşamım boyunca bu şansı en iyi şekilde değerlendirdim. Gezdiğim yerlerdeki arkeoloji müzelerini ziyaret ettim. Yaşadığım şehirlerdeki arkeoloji müzeleri ise tarafımdan sayısız kez ziyaret edildi. Çalışanlarının beni tanımakla kalmayıp, benden usandıklarını düşünürüm. Açık olmayan müzeler üzüntüm, yeni buluntular merakımdır. Köşesini bucağını ezberlediğim bu müzeler de çok sayıda cam boncuklar da vardır.

Cam boncuklar en eski zamanlardan beri insan yaşamında yer almışlar. Hiç gerekli birşey değil gibi dururlar, ama olmuş olmalıdırlar ki- hep vardırlar. Onlara o zaman çok önem vermişiz, şimdi de vermekteyiz. En azından ben!

Antik çağ insanları boncukların büyülü güçleri olduğuna inanmışlar; günümüzde bile bir çok kişi için böyle... boncuklar yeri gelince statüdür, paradır.

İlk cam boncuk kim tarafından ve neden yapılmıştır?

Ya "ben" bir boncuk yaparsam bu ne için?

Bence bir cam boncuk fonksiyonel olmadığı halde estetiktir, ve bu güzel obje kırılmaz ise binlerce yıl varlığını sürdürebilir.

Benim için ya da binlerce yıl öncelerinin ilk ustaları için teknikler çok farklı, yapma sebebi yakın ise de estetik endişe ve heyecanların aynı olduğuna inanıyorum.

Ben de boncuklarımın onların ki gibi binlerce yıl sonrasında da var olmasını diliyorum.